AKP sermayesi panikte: 'CHP’de başlatılan yangının kendilerine sıçramasından korkuyorlar'
GÜNDEMKulislerde konuşulana göre AKP iktidarı döneminde hızla büyüyen “yeni para” çevresinde panik havası hâkim. CHP’de başlatılan yangının kendilerine sıçramasından korkuyorlar. Yangını kimin ne amaçla başlattığı konusunda kafaları karışık.
Son dönemlerde iş dünyasına yönelik operasyonlar nedeniyle AKP iktidarı döneminde hızla büyüyen ve “AKP sermayesi” olarak adlandırılan çevrelerde tedirginlik artıyor. Nuray Babacan’ın Nefes’te yayımlanan köşe yazısına göre, son dönemde partili siyasetçilerin telefonları, artan endişeler nedeniyle susmuyor. Parti içindeki çekişmelerin yanı sıra, iş takipçiliği ve rüşvet iddiaları da ayyuka çıkmış durumda.
Yazıda, AKP’ye yakın şirketlere yönelik operasyonların parti yönetimi ve kabineye ulaşan şikayetleri artırdığı, özellikle turizm bölgelerindeki sermaye gruplarında tedirginlik yaşandığı belirtiliyor.
"Operasyonlarla kayıt dışı para sisteme sokuluyor"
Bazı çevreler, operasyonların kayıt dışı para sistemini devlete aktarmak için kurgulandığı iddiası da dile getiriliyor.
Babacan’ın kulislerden aktardığına göre, bu süreçten bazı avukatlık büroları da fayda sağlıyor. Ünlü hukuk bürolarının, emekli hâkim ve savcılarla birlikte “rüşvet karşılığı arabuluculuk” yaptığı, hatta cezaevleri arasında hükümlü nakillerinde dahi rüşvet döndüğü iddia ediliyor.
Yazıda, “sistemin üçlü saç ayağı” olarak nitelendirilen AKP’li siyasetçiler, yargı mensupları ve avukatlar arasındaki çıkar ilişkilerinin artık gizlenemez hale geldiği belirtiliyor.
Babacan'ın yazısı şöyle:
Bir süre önce AKP iktidarı döneminde hızla büyüyen, kimilerinin ‘yeni para’ olarak adlandırdığı sermaye cephesinde panik hakim. AKP’li siyasetçilerin telefonları bu tür korku ve endişe nedeniyle çalıyor. İç çekişmenin yanı sıra ayyuka çıkan iş takipçiliği ve rüşvet hikayelerinin varlığından söz ediliyor.
AKP’liler son dönemde, kendi içlerindeki sorunlarla fazlaca meşguller. CHP’de başlatılan yangının kendilerine sıçramasından korkuyorlar. Yangını kimin ne amaçla başlattığı konusunda kafaları karışık.
***
AKP sermayesi olarak adlandırılan şirketlere yönelik operasyonlar nedeniyle parti yönetimine ve kabine üyelerine gelen şikayetlerin sayısı artmış. Son dönemde turizm bölgesindeki şirketlerdeki tedirginlik, yeni bir dalga olarak yorumlanıyor.
Tabi, partide asıl merak konusu, bunun ne anlama geldiği ve nereye kadar gideceği. Bu konuda farklı yorumlar var;
* “Özel olarak bir kaşıma hali var. Bazı şirketlerle ilgili olarak 5 yıl önce ortaya atılan ve üzerine gidilmeyen iddialar, birden çok hızlı şekilde gündeme taşındı. Dolayısıyla burada bir plan ve hesap varmış hissi yaratıyor.
* AKP sermayesinin, parti içlerindeki olası yarış nedeniyle soruşturma konusu yapıldığı iddiaları deli saçması. Bu aşamada buna cesaret edecek bir grubun olduğunu sanmıyorum.
* Operasyonlarla kayıt dışı para sistemi sokuluyor. Önce bu gruplardan bazılarının şirket alımlarına ve hızla büyümelerine göz yumuldu. Sonra bu şirketlere el konularak para sisteme sokuldu. Para şimdi devlette…”
Üç farklı yorum, dikkatimizi çekti açıkçası…
***
Bu kaostan beslenenlerle ilgili anlatılan bazı olaylar da ilginç. İddialara göre, bu tür operasyonların ardından bazı avukatlık büroları devreye girerek, ‘Sizi biz kurtarabiliriz’ diye arabuluculuğa soyunuyor. Öyle davayı üstlenmek filan değil. Daha o aşamaya gelmeden kurtarmak için büyük paralar istendiği, rüşvetin ‘yeni bir işkolu’ gibi kullanıldığı anlatılıyor.
Örnek olarak da AKP’lilere yakınlığıyla tanınan bazı avukatlar ve hukuk büroları örnek gösteriliyor. Bu oldukça ünlü hukuk bürolarının ofislerinde emekli hakim ve savcıların çalıştığı, sistemin ‘üçlü saç ayağı’ şeklinde AKP’li siyasetçiler, kendilerine yakın hakim ve savcılar üzerinden kurgulandığı anlatılıyor. Sistemin içinde olanların birbiriyle yaşadığı para kavgası nedeniyle işlerin ayyuka çıktığı iddiaları da var.
***
Bu ünlü iş takipçisi avukatlarla geçmişte ilişkisi olanları korku sarmış durumda. Normal ilişkileri olsa da bir kare fotoğraf ortaya çıkacak diye endişe ediyorlar. Herkes savunma halinde. “Bize ulaşan herkesle görüşüyoruz, sonra o isimlerle ilgili şaibe ortaya çıkınca, direkt bize mal ediliyor” diye yakınanların sayısı arttı.
Adına iş takipçiliği denilen ve rüşvetle iş yapmayı sistem haline getiren hukuk çevrelerinin ve adına ‘danışmanlık şirketi’ denilen eski vekil bürolarının tam da bu amaçla çalıştığı anlatılıyor.
Bir ilginç örnek de cezaevlerinden. İş bitiricilik öyle bir hal almış ki; rüşvetle cezaevinden cezaevine nakil işini takip edenlerden söz ediliyor. Bu işten milyonlar kazanan avukatlar olduğu anlatılıyor. Özellikle, ‘riskli hükümlü’ listelerinin yer değiştirilmesinde büyük paralar döndüğü konuşuluyor. Bu sistemin, kamu çalışanları olmadan işlemesi de mümkün değil.
Tuzun koktuğu yer burası olsa gerek…
Kaynak: Gazete Pencere
İlginizi Çekebilir