Yeme bozukluğu, yemek yeme alışkanlıklarının ötesini ilgilendiren çok yönlü ve derin bir sağlık sorunu. Temelinde; bozulan gerçeklik ve beden algısı, öz güven sorunları ve travmatik yaşantılar gibi birçok etken barındırabileceğini dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, “Tüm bu sayılanlar bireyin genel sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilir. Günümüzde sosyal medya aracılığıyla şiddetini artıran toplumsal baskılar, özellikle genç yaştaki bireylerin ruhsal ve bedensel sağlığını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle yeme bozuklukları konusunda farkındalık kazanmak ve özellikle dijital dünyanın olası risklerinden korunmayı öğrenmek oldukça önemli” dedi.
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, en sık rastlanan yemek bozukluklarını sıraladı:
Anoreksiya nervoza
Kişi kilo almaya yönelik yoğun ve sürekli bir korku duyar. Beden algısında ciddi bozulmalar meydana gelir ve kendisini aynada olduğundan çok daha kilolu ve farklı bir şekilde algılar. Bu bozuklukta birey, ideal ya da eksi seviyede olmasına rağmen kendini kilolu hisseder ve kilo verme çabalarını takıntılı bir şekilde sürdürebilir.
Bulimia nervoza
Birey kontrolünü kaybederek kısa sürede aşırı miktarda yemek yer, ardından da bu kalorileri telafi etme amacıyla kusma, aç kalma ya da aşırı egzersiz gibi davranışlara yönelir. Bu döngü, fiziksel sağlığı tehdit ederken aynı zamanda yoğun suçluluk, utanç ve bedeninden memnuniyetsizlik gibi duygularla kişinin ruhsal sağlığına da saldırır.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu (Binge eating)
Kişi fiziksel açlık yaşamadan, yemeyi durduramayacak şekilde aşırı miktarda yiyecek tüketir. Diğer beslenme bozukluklarının aksine, ataklardan sonra yenen yiyeceklerden kurtulmak için telafi davranışlar gözlemlenmez ancak yine de yoğun pişmanlık, utanma ve depresif duygular ortaya çıkabilir.
Ruminasyon bozukluğu
Daha önce çiğnenip yutulmuş olan yiyecek, istemsiz bir şekilde tekrar ağız içine getirilir. Bu yiyecek yeniden çiğnenebilir, yutulabilir veya tükürülerek vücut dışına atılabilir. Bu durum istemsizce tekrarlayan bir reflekse dönüşerek hem fizyolojik hem de psikolojik problemlere yol açabilir.
Pika yeme bozukluğu
Besin olarak kabul edilmeyen maddeler, sürekli ya da tekrarlayıcı bir şekilde yenir. Örneğin; kül, toprak, kâğıt, tırnak, saç, boya, tebeşir, sabun, deterjan ya da taş gibi maddelere karşı yeme isteği duyulabilir.
Kaçıngan/kısıtlayıcı yeme bozukluğu (arfıd)
Kişi yemek yemekten kaçınır ya da belirli gıdalara karşı aşırı hassasiyet gösterir. Bu kişiler genellikle yiyeceklere karşı ilgisizdir veya kokusu, dokusu ya da tadı nedeniyle bazı besinleri reddeder.
Diğer belirtilen yeme bozuklukları
Gece uykudan kalkıp yemek yenmesi gibi, daha az bilinen ya da tanı kriterlerini tam karşılamayan ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren bozukluklardır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.