Universum’un 2012 yılından bu yana gerçekleştirdiği araştırma bu yıl, Türk gençliğinin kariyerlerine ilişkin beklentilerinde önemli değişiklikler yaşandığını ortaya koydu.
Dünya genelinde gençlerin istihdam pazarı algılarını ölçen ve işveren markası araştırmalarının öncüsü olan Universum'un En Çekici İşverenler 2025 araştırmasının Türkiye ayağı tamamlandı. Araştırma bu yıl 63 üniversiteden 24.129 öğrenci ve iş yaşamından 12.087 genç profesyonelle gerçekleştirildi. Yenilenen soru setinin yönlendirildiği örneklem havuzunda İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik, Bilişim Teknolojileri, Fen, Sağlık, Tıp, Edebiyat, Hukuk, Eğitim ve Sosyal Bilimler fakültelerinden öğrenciler yer aldı.
Araştırmaya göre genç yetenekler arasında “Dönüşüm Öncüsü” olarak tanımlanan profilin oranı bir yılda %12’den %23’e erişerek neredeyse iki katına yükseldi. Araştırmanın dikkat çekici detaylarından birisi de bu dönüşüme kadın öğrencilerin liderlik etmesi oldu. Kadın öğrencilerin %28'i kendisini "Dönüşüm Öncüsü" olarak tanımlarken, bu oran erkek öğrencilerde %15 seviyesinde kaldı. Genç profesyonellerde ise bu oran %13'ten %18'e kadar yükseldi.
Araştırmada "Dönüşüm Öncüsü" olarak tanımlanan genç yetenekler, en fazla kardan daha çok en fazla fayda beklentisi içerisindeler. Dönüşüm Öncüsü gençlerin öncelikleri ise şöyle:
- Daha Büyük Bir İyiliğe Katkı Sağlamak: Yaptıkları işin faydalı olmasını istemek.
- Toplumsal Etki: İşleriyle toplumda somut bir etki yaratmak.
- DEI Odaklı Şirketler: Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık ilkelerine önem veren organizasyonlarda gelişmek.
Universum Türkiye Yöneticisi Evrim Kuran, araştırma sonuçlarına yönelik yaptığı değerlendirmede şunları dile getirdi:
“Uzun yıllardır gençlerin ‘yurt dışına gitmek istiyor’ klişesiyle anıldığı bir dönemde, bu yeni kuşağın artık kalıp bulunduğu yeri dönüştürme motivasyonunu net bir şekilde görüyoruz. Bu, şirketler için sadece bir ‘yetenek sürdürülebilirliği sorunu değil, aynı zamanda ‘ülkenin potansiyelini değerlendirme’ fırsatıdır. Yeni nesil, sadece yüksek maaş ve unvan peşinde değil. Onlar için çalıştıkları kurumun DEI karnesi ve toplumsal sorumluluk bilinci, işverenin çekiciliğini doğrudan belirliyor. Kurumlar, bu profile uygun, fayda odaklı ve kapsayıcı bir kültür yaratmadıkça, en parlak beyinleri kendilerine çekmekte zorlanacaklar.”
10 Aralık’ta gerçekleşecek olan People Make The Brand Konferansı’nda “Universum – Türkiye’nin En Çekici İşverenleri” araştırması sonuçları dünya ile karşılaştırmalı olarak paylaşılacak.
DEI nedir?
DEI (Diversity, Equity & Inclusion), Türkçe karşılığıyla Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık, "ırksal, cinsel, toplumsal cinsiyet, dini ve sosyoekonomik geçmişler başta olmak üzere diğer tüm farklılıklara sahip olanları tanıyan, kucaklayan, destekleyen ve kabul eden simbiyotik bir ilişki, felsefe ve kültür" anlamına gelir.
Diversity (Çeşitlilik): İnsanların ırk, cinsiyet, yaş, cinsel yönelim, engellilik, sosyoekonomik durum, dini inançlar ve benzeri tüm farklılıklarını tanır.
Equity (Eşitlik): Kaynakları, bireylerin ihtiyaçlarına göre dağıtır. Toplumdaki dengesizliği düzeltmeyi ve tarihsel olarak daha az erişime sahip olmuş kişilere daha fazla fırsat yaratmayı amaçlar.
Inclusion (Kapsayıcılık): Çeşitliliğin uygulamaya konulmasıdır. Tüm bireyleri ve grupları hoş karşılama, destekleme, onlara saygı duyma ve değer verme eylemidir.



Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.