İzmir
18 Haziran, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    39.38
  • EURO
    45.65
  • ALTIN
    4296.8
  • BIST
    9.361
  • BTC
    105656.09$

Ümit Özdağ tahliye oluyor


Ümit Özdağ tahliye oluyor

 

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla yargılandığı karar duruşması bugün saat 10.30'da Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde başladı.

İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında 51 sayfalık savunma yapan Özdağ için savcı, 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası istemişti.

Özdağ'ın karar duruşmasına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Partili Lütfü Türkkan, İYİ Parti Milletvekili Hakan Eşref Olgun, CHP Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Gazeteci Bahar Feyzan ve İlahiyatçı Cemil Kılıç Ümit Özdağ’ın duruşmasını takip etmek üzere Silivri Cezaevi’ndeki mahkeme salonuna geldi.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, karar duruşmasında son savunmasını verdi. Özdağ 15 sayfalık savunmasında şunları dile getirdi:

"Sayın Hakim;

İddianame ve savcının mütalaası, hukuk cinayetinin en somut örneklerinden birisidir. Savcı mütalaasında suçlu olduğumun kanıtı olarak, Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü’nün hazırladığı belgeyi göstermiştir. İmzasız, mühürsüz ve kim tarafından hazırlandığı belli olmayan, istihbarat raporu olarak bile nitelendirilemeyecek bir belgeyi, savcılık kanıt olarak gösteremez. Ayrıca bu belgede, Ümit Özdağ’ın yapmış olduğu bir X paylaşımı yoktur. Paylaşılan X’ler eski Zafer Partisi üyeleri ve Zafer Partisi’ne müzahir olduğu iddia edilen bir kişiye aittir. Bu X’ler suç olsaydı dahi, suç kişiseldir. Ak Partililerin işlediği suçlar için Erdoğan’ı, MHP’lilerin işlediği suçlar için Bahçeli’yi mi sorumlu tutuyorsunuz ki, eski Zafer Partililerin işlediği suç için Ümit Özdağ sorumlu tutulsun. Üstelik Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nün düzmece belgesinden iddianameye giren tek X, Oğuzhan Kumpınar’ın takipsizlik almış paylaşımıdır. Savcının iddianameye koymadığı, ikisi olaylardan sonra atılmış paylaşımları da takipsizlik almıştır. Suç olmayan X’lerden suç çıkartmayı, Engizisyon Mahkemeleri savcıları bile başaramazlardı, savcı başarmış.

 

Sayın Hakim;

Kayseri Emniyet Müdürlüğünün hazırladığı belgede, Ümit Özdağ’dan tek kelime bile bahsedilmemesine rağmen, savcı mütalaasında “Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü, Güvenlik Şube Müdürlüğü, Kamu Güvenliği Büro Amirliği tarafından tanzim edilen 21.01.2025 tarihli raporda; Kayseri ilinde 30.06.2024-03.07.2024 tarihleri arasında meydana gelen 25 emniyet ve 1 itfaiye personelinin yaralanması, 263 ikamet/işyeri ve 166 araca zarar gelmesi, 15.100 kişinin protesto eylemlerine katılması ile sonuçlanan olayların oluşumunda, Ümit Özdağ’ın paylaşımlarının etkili olduğunun belirtildiğini” iddia etmiştir. Bu iddia doğru değildir. Belgede böyle bir iddia yok. Adım bile yok. Sayın savcının, gerçekleri bu kadar insafsızca çarpıtması kabul edilebilir de değildir. Anılan belgede, Ümit Özdağ’ın adı hiç geçmemektedir. Belgede söylenen, Kayseri’de olaylara katılanların, eski Zafer Partililer ve Zafer Partisi’ne müzahir kişilerin X paylaşımlarından etkilenmiş olduklarının değerlendirildiğidir. Savcılık hem hiçbir hukuki değeri olmayan, imzasız bir sözde belgeyi dosyaya koymuş, hem de şimdi bu belgenin Ümit Özdağ’ı suçladığını iddia ediyor. Sadece, savcının bu hukuka aykırı ve açıkça yalan olan iddiası bile, savcılığın Ümit Özdağ’ı yurttaş değil, düşman olarak gördüğünü ve Düşman Ceza Hukuku uyguladığını göstermektedir.

 

Savcının ikinci suç kanıtı, yapmış olduğum X paylaşımlarıdır. Savcı, bu paylaşımların başkaları tarafından da paylaşılarak halkı etkilediğini ifade etmiştir. Ben bir siyasi parti genel başkanıyım. Elbette paylaşım yapacağım. Elbette yurttaşlarımız okuyacak. Ancak savcılık, hangi X paylaşımımın Kayseri’deki olayları kışkırttığını TCK madde 216/1’de istendiği şekilde ortaya koymak zorundadır. Savcılık 1 tane bile Kayseri’yle ilgili X paylaşımımı ortaya koymadı ki, Kayseri’deki olayları kışkırttığımı kanıtlayabilsin.

 

Sayın Hakim;

Savcı mütalaasında aynen şöyle söylüyor: “Ümit Özdağ isimli resmi X hesabından ayrıntıları iddianamede yazılı çok sayıda paylaşım yaptığı, paylaşımların incelenmesinde halkın bir kesimini diğer kesimin aleyhine düşmanlığa alenen tahrik eder mahiyette olduğunun görüldüğü, suça konu paylaşımların daha sonra bir çok kişi tarafından alıntılanarak tekrar tekrar paylaşıldığı, paylaşımlar sonrasında Kayseri’de çok sayıda eylemin meydana geldiği”. Evet, savcılığın suç kurgusu budur. Benim X’lerimi sadece Kayseri halkı mı okuyor? Neden Suriyelilerin çok daha yoğun yaşandığı Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa’da benim X’lerimden ötürü olay çıkmadı da Kayseri’de çıktı? Benim X’lerim ile Kayseri olayları arasında zerre kadar ilgi yok. Kayseri’de olayların çıkma nedeni, savcılığın ısrarla gizlemeye çalıştığı 27 yaşındaki bir Suriyelinin, amcasının 7 yaşındaki kızına taciz girişimidir. Kayseri’nin namuslu insanları; 27 yaşında bir adamın, umumi tuvalette, 7 yaşındaki bir kız çocuğunu taciz etmesi ile tahrik olmuyorlar ancak Ümit Özdağ’ın attığı X’ler ile tahrik oluyorlar. Savcılığın senaryosu budur. Bu, Kayseri halkına bir hakarettir. Bir hukuk insanının, bir Cumhuriyet Savcısının bu gerçeği gizleyerek “Ümit Özdağ X paylaştı, Kayseri’de olay çıktı” demesini makul bir şekilde izah etmek mümkün değildir.

 

Sayın Hakim,

Savcılık, iddianame ve mütalaasında; 2020’de 2, 2021’de 2, 2022’de 12, 2023’de 10, 2024’de ise 2 paylaşım yapmak ve 2023’de 3 değişik hesabı retweetleyerek Kayseri’de 30 Haziran 2024 gecesi başlayan toplumsal olayları kışkırttığımı iddia ediyor. Ve bu paylaşımları suç olarak nitelendiriyor. Yargıtay 8. Ceza Dairesi bir açıklamanın suç olması için gereken çerçeveyi şöyle oluşturmuş. 2021/16861 sayılı karardan aktarıyorum: “Maddeye göre; söz konusu suçun oluşması için kamu güvenliğinin bozulması tehlikesinin açık ve yakın olarak ortaya çıkma ihtimalidir. Açıklık, failin eylemi nedeniyle tereddüte mahal vermeyecek şekilde tehlikenin ortaya çıkma ihtimalidir. Yakınlık ise failin eylemi ile meydana gelen zarar tehlikesi arasında nedensellik bağının kopmasına neden olacak kadar sürenin geçmemesini ifade eder. Hakim, kullanılan ifadeler dolayısıyla bu tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini kararda tartışıp gerekçelendirecektir. Failin eylemi ile tehlike arasında nedensellik bağının varlığı suçun oluşumu için gereklidir. Maddenin gerekçesine göre, failin eylemi nedeniyle açık ve yakın tehlikenin varlığı somut olarak tespit edilmedikçe söz konusu suçtan cezalandırma yoluna gidilemez. Ayrıca suçu oluşturan “tahrik” soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail subjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir… Fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde ağır ve yoğun bir kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir. Diğer bir tabirle etkili bir şiddet çağırısı ya da nefret söylemi içermelidir.”

 

Sayın Hakim;

18.04.2020’de “Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş tepki gösterdi: Suriyeliler Ekime Uygun Toprak Arazi Almaya Başladı.” şeklinde bir internet sitesi haberini paylaşmam 30 Haziran 2024’te Kayseri’de çıkan olaylar için nasıl “tereddüte yer vermeyecek şekilde tehlike” ortaya çıkararak açıklık ölçütünü oluşturur? Ve benim bu paylaşımı yaptığım tarih ile Kayseri olayları arasında 4 sene var. Nasıl bir nedensellik bağı kurulabilir?

 

Sayın Hakim;

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2024/2317 sayılı kararında Mardin/Derik Kaymakamı ile ilgili şehit edilmesinde 54 gün önce yapılmış olumsuz bir paylaşımda nedensellik bağının kurulamayacağına karar vermiş. Savcılık ise Kayseri ile hatta Suriyeliler ile hiç ilgisi olmayan yıllar ve aylar önce yapılmış 32 paylaşımımın Kayseri olaylarını tahrik ettiğini iddia ediyor. Bu, yasaya ve Yargıtay içtihatlarına açıkça aykırı.

 

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2022/917 sayılı kararında ise şöyle diyor: “Öte yandan maddedeki kin ve düşmanlık ibareleri ile birlikte düşünüldüğünde ancak, şiddet içeren ya da şiddete çağrı yapan tahriklerin madde kapsamında değerlendirilebileceği ortaya çıkmaktadır. Nitekim öğretide işlenen fiil neticesinde çeşitli halk kesimlerinin bir yerlerde toplanması veya bu halk kesimleri arasında bir infialin meydana gelmesi gerekir."

 

Sayın Hakim;

Yargıtay’ın bu kararını paylaşmamın nedeni savcılığın iddianamede “suçun oluşması için tahrikin belirtilen grupları karşı karşıya getirmiş olmasının gerekli olmadığı, bir sınıfa ait olan kişilerin fiilen veya hukuken başka bir sınıfa ait olan bazı kişilere karşı kinlendirilmesi veya var olan kinin güçlendirilmesinin yeterli olacağını” iddia etmiş olmasıdır. Savunmamda savcılığın kinlenmeyi nasıl tespit ettiğini kin ölçer diye bir alet mi ürettiklerini sormuştum. Savcılık madde 216/1’de tanımlanan suçun Ümit Özdağ’a uymadığını görünce maddeyi yeniden yazmış. Ancak Yargıtay 8. Ceza Dairesinin kararı çok açık:

 

1) Şiddet içerecek veya şiddete çağrı yapacak,

2) Halk harekete geçecek.

Benim hiçbir X’imde şiddet veya şiddete çağrı yok ama aksi çok. Ve hiçbir X’im halkı harekete geçirmemiş.

Özetle, savcılığın iddiaları her türlü hukuki dayanaktan yoksun, yasadışıdır.

Sayın Hakim;

Savcı benim paylaşımlarımı “suça konu paylaşımlar” diye nitelendirmiş. Hangi paylaşımımın suç olduğu konusunda yargı kararı var ki savcı böyle bir iddiada bulunuyor. Öncelikle, iddianamede tekrar edilen paylaşımlar sayılmaz ise suçlandığım 32 paylaşım var.

Bunlardan Oğuzhan Kumpınar’ın yeniden paylaştığım X’inin suç olmadığı yargı kararı ile tespit edilmiştir.

Ramin Saeidi, AmbargoTV’de paylaştığı iki X’in konu olduğu davadan beraat etmiştir. Bunların suç olduğu artık iddia edilemez.

Uğur Batur ve Emir Kosif’in yorumsuz yeniden paylaştığım X’leri ile ilgili paylaşım yapanlar suçlanmamış ki ben suçlanayım. Geriye kalan bana ait 27 paylaşım var. Bu 27 paylaşımdan 2 tanesi olaylardan sonra yapılmış paylaşımlar. Kayseri’deki olayları tahrik etmiş olamazlar. Özetle savcılık 25 paylaşımımın teknik olarak Kayseri olaylarını tahrik ettiğini söyleyebilir. Bu 25 X paylaşımımın hiç birisi ile ilgili, bu davanın soruşturma aşamasına kadar, hukuki bir takibat yapılmamış. Suç olsaydı şimdiye kadar hepsi ile ilgili dava açılırdı. Şimdi size tek tek bu 25 X paylaşımımı izah edeceğim.

 

1) 18 Nisan 2020'de Ümit Özdağ İYİ Parti milletvekili iken “Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş tepki gösterdi Suriyeliler ekime uygun toprak arazi almaya başladı” şeklinde bir internet gazetesindeki haberi alıntılayarak "Suriyelilere Hatay'da toprak satılıyor" diyerek paylaşmış. Kayseri olaylarından 4 yıl 2 ay önce. Açıklama, dönemin Hatay Büyükşehir Belediye Başkanının açıklaması. Bir suçlama, kışkırtma yok. Durum tespiti var. Savcılık, “Hatay Valiliği bunu yalanladı” diyor. Hatay Valiliğinin yalanlaması haberin yanlış olduğu anlamına gelmiyor. Valilik yargı makamı değil. Açıklamanın bir hukuki değeri de yok. Bu X ile Kayseri olayları nasıl tahrik edilebilir?

 

2) 4 Ağustos 2020'de Ümit Özdağ İYİ Parti milletvekili iken “Suriyelilerin araçlarına ücretsiz muayene yapılıyor” şeklinde bir paylaşım yapmış. Bu bir sosyal medya bilgisi idi ve halk arasında dolaşıyordu. Paylaşım Kayseri olaylarından 3 yıl 10 ay önce yapılmış. Kin, düşmanlık içermiyor, hükümetin politikasını eleştiriyor. Savcılık, “İçişleri Bakanlığı yalanladı” diyor. İçişleri Bakanlığı'nın yalanlamış olmasının bir hukuki değeri yok. Ayrıca birinci muayene ücretli ikincisi ücretsizmiş.

 

3) 3 Nisan 2021'de Ümit Özdağ “Suriyeliler suç işlemiyor, büyük bir yalan. Suriye mafyası her geçen gün büyüyor” şeklinde bir paylaşım yapmış. X’in paylaşıldığı günlerde Suriyeliler Türklerden daha az suç işliyor iddiası iktidar mensupları ve yandaş kalemler tarafından ortaya atılıyordu. Kin ve düşmanlık içermiyor. Savcılık, Kayseri olaylarından 3 yıl 2 ay önce atılan somut bir gerçeği ifade eden yorumu hangi mantıkla “kin ve düşmanlık” kavramı altına almış merak konusudur.

 

4) 26 Ekim 2021'de Kayseri olaylarından 3 sene önce, Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi X hesabından video olarak paylaşılan “Ülkemizde yaşayan 5,3 milyon Suriyeli sığınmacının Türkiye için ne kadar ağır bir ekonomik, politik kültürel ve jeopolitik yük olduğu Türk halkı tarafından biliniyor. Türk halkının kendilerine göstermiş olduğu şefkate karşı olumlu cevap verdiklerini söylememiz ne yazık ki mümkün değil. Bir Türk'ün bence gayet haklı olan sitemine karşı medyada bir muz kampanyası başlatan Suriyeli sığınmacıların ülkemizi sevmedikleri Türk halkından hiç hoşlanmadıkları ortaya çıkmış durumda. Zafer Partisi bir imza kampanyası başlatıyor ve bu imza kampanyasının amacı Suriyelilerin Suriye'ye geri dönmesi için Türk halkının desteğini almak. Bizi sevmeyenleri biz de sevmiyoruz. Bir an önce ülkelerine dönmeleri için elimizden geleni yapacağımıza söz veriyoruz.” açıklaması kin ve düşmanlık suçu olarak görünmüştür. Savcılık, bir siyasi partinin demokratik imza toplama hakkını kin ve düşmanlık sınıfına sokmuş. Bu da hukuken ve vicdanen kabul edilebilir değildir.

 

5) Savcılık 18 Ocak 2022'de Ümit Özdağ'ın bir video röportajda kullandığı “Bakın, birçok Suriyeli kadın Türkiye'de fahişe olarak çalışıyor. Hemen çıkalım Taksim'e birlikte yürüyelim. Birçok Suriyeli çocuk Türkiye'nin geleceğinde mafya olmaya, selefi örgütlerin üyesi olmaya, Arap milliyetçisi örgütlerin üyesi olmaya hazırlanıyor” ifadesini halkı kin ve düşmanlığa kışkırtma olarak değerlendirmiş. Türkiye'de seks sektöründe çalışan Suriyeli kadınlar ile ilgili birçok rapor yayınlandı. Ümit Özdağ'ın açıklaması bir suçlama değil, olumsuz bir gelişmeyi tespit. Suriyeli gençler ile ilgili geleceğe yönelik uyarıda bulunuyor. Hukuken bir suç unsuru bulunmuyor.

 

6) 5 Mayıs 2022'de Ümit Özdağ, Zafer Partisi Genel Başkanı ve milletvekili olarak Kayseri olaylarından 2 sene 1 ay önce “Zafer Partisi uyarıyor. Yanlış sığınmacı politikası Türkiye'yi bir felakete sürüklüyor. Türkiye'ye ümmet adı altında her türlü sapığın içinde olduğu 10 milyon insanı doldurdunuz. Bugüne kadar bir felaket çıkmadı ise Türk Milletinin asalet ve sabrındandır. Ancak her sabrın sonu vardır” şeklinde paylaşım yapıyor. Bu AK Parti'nin açık sınır politikasının bir eleştirisi. Suriyeli ifadesi bile yok. Ancak savcı bu X'in Kayseri olaylarını tahrik ettiğini düşünmüş.

 

7) 18 Mayıs 2022'de Kayseri olaylarından 2 yıl 2 ay önce, Londra'da çalışan ve 30 yıldır Ortadoğu'da savaş muhabiri olarak haklı bir ünü olan gazeteci Sedat Aral ile Ümit Özdağ bir telefon konuşması yapmış. Sedat Aral, izlenim ve endişelerini kendisine anlatmış. Ümit Özdağ bu bilgilerin Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik ve istihbarat makamları tarafından da bilinmesini istemiş. Kendisi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve MİT Başkanı Hakan Fidan'ı ekleyerek “Dün Ortadoğu, Pakistan, Afganistan'da 30 yıl savaş muhabirliği yapan S.A ile konuştum. 1 ay önce güney illerimizi gezmiş 6 ay içinde çok ağır olaylar beklediğini söyledi. Afganistan - Irak Suriye gözlemlerini anlattı. Soylu/Fidan WhatsApp görüşmesinin kaydını dinleyin S.A ile görüşün.” şeklinde paylaşım yapmış. İnanılır gibi değil ancak Ümit Özdağ'ın, devletin en üst düzey iki güvenlik yetkilisinin dikkatini çekmek için paylaştığı bu X’i savcı, Kayseri olaylarını tahrik eden X olarak yorumlamış. Ümit Özdağ bu konu ile ilgili sadece bu X'i atmamış. Ayrıca söz konusu ilin valisini de telefon ile aramış ve Sedat Aral'ın kendisine anlattıklarını aktarmış. Ümit Özdağ ülkemizin güvenliği için mücadele ederken, savcı ilgili konuya tahrik demiş.

 

8) 22 Mayıs 2022 tarihinde Ümit Özdağ, sokaklarda artan taciz, video çekip yayınlama olaylarını gündeme getirmek için “Adamlar yürür, nefes alır, su içer gibi taciz ediyorlar. Bu yaptıklarının yanlış olduğunu düşünmüyorlar. Türk kadınlarının kıyafetlerinden ötürü bunu hak ettiğini düşünüyorlar. Bu devam ederse bir baba çekip vuracak. Sonra Zafer Partisi tahrik etti demeyin. Bunları siz doldurdunuz.” şeklinde bir X paylaşımı yapmış. Savcı bu X, Kayseri'de 2 yıl 1 ay sonra çıkan olayları tahrik etti diyor.

 

9) 23 Mayıs 2022'de Ümit Özdağ, Zafer Partisi Genel Başkanı ve milletvekili olarak bir X paylaşımı yapmış. Bir video paylaşmış. Videoda şunları söylüyor “Türkiye 2011-2022 arasında 10 milyonu aşan bir göç dalgası altında kaldı ve göç daha bitmedi... Ülkemiz her geçen gün biraz daha güvensiz hale gelmekte. Gebze'de İran üzerinden gelen bir Afgan tecavüze direndiği için Ayşegül'ün başına taşla vurarak ezmiş ve öldürmüştür. Sokaklarda kadınlarımız Afganistan ve Pakistan'dan gelen kaçaklar tarafından taciz edilmektedir. Sınırları korumakla görevli İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “Afganları, Pakistanlıları gönderelim. Çobanlığı kim yapacak, birtakım yerlerde kimler çalışacak. Ben iş adamlarını o zaman göreceğim. Aman gitmeyin maaşını artırayım diyecek” diyor. Türk Milletinin namusunu koruması gereken İçişleri Bakanı bir televizyon programında taciz edilen kadınlarımızı değil tacizcilerin davranışını savunmuştur. “Bütün röntgeni Suriyeliler çekiyor. Yani şimdi ben selfie çekiyorum. Kötü niyetli olsanız selfie çektiğim zaman arkamda bir kadın olsa selfieyi yayınlasam ya bak bu kadını röntgenliyor olur” diyor Süleyman Soylu. Türk Milleti ise gergin ve kızgın bir şekilde ülkesinin sessiz istilasını izliyor.” Burada hiçbir tahrik yok. Bir siyasi parti genel başkanı ve milletvekili iktidarın açık sınır politikasının sonuçlarını eleştiriyor. Savcı ise Anayasanın düşünce özgürlüğü bölümünü yeniden tanımlayarak bu hususu suç olarak yorumluyor.

 

10) Süleyman Soylu İçişleri Bakanı olarak bir açıklama yapıyor. Savcı, “TBMM üyesi Süleyman Soylu” diyor iddianamede. Bu açıklamayı yaptığında İçişleri Bakanı olan Soylu'nun ifadesi şöyle: “Boş konuşmuyoruz. Çözüm üretiyoruz! Suriyeli kardeşlerimizin onurlu gönüllü güvenli geri dönüşü için İdlib'te 62.145 briket ev tamamlandı. Yıl sonuna kadar hedef 100.603 Briket ev”. Ümit Özdağ, Süleyman Soylu'nun bu X paylaşımını alarak Ordu Valiliğinin bir çalışanının kendisine verdiği bilgi ile gündeme şöyle getirerek; “Valiliklere yazı yollayarak il bütçelerinden bu evler için kaynak aktarmaları istendi. Ordu Valiliği Ordu halkı için harcanması gereken 8 milyon TL'yi Suriye'ye aktardı. Seçimden önce bazı Suriyelileri şov amaçlı İdlib'e yollayıp orada besleyecekler” diye 6 Ağustos 2022’de paylaşmış. Burada eleştirilen AK Partinin yanlış sığınmacı politikası. Savcı, Ordu valiliğinin Ümit Özdağ'ın bu açıklamasını yalanladığını söylüyor. Tam doğru değil. Ordu Valiliği “Biz parayı STK'lardan toplayıp yolladık” açıklamasını yapmış. Gerçek ancak Sayıştay raporları ile ortaya çıkabilir. Bu paylaşımda da Kayseri yok; halkı kin ve düşmanlığa tahrik yok.

 

11) 13 Ağustos 2022′de Ümit Özdağ'ı Gaziantep'ten arayan bir hemşerisi, gördüğü bir hadiseyi “Gaziantep Karataş mahallesinde kız caddede yürüyor, kulağında kulaklıkla müzik dinleyerek. Arkadan araba yaklaşıyor içine çekmek istiyor. Kız direniyor, Arabaya tam bindirirken vatandaşlar müdahale ediyor. Yoldan geçen Jandarma durumu görüyor ve Suriyeliyi alıyor. Savcı tutukluyor.” şeklinde kendisine aktarıyor ve paylaşım yapılıyor. Bu paylaşım Gaziantep Valiliği tarafından yalanlandı. Olayın başka bir mahallede olduğunu ve tacizcinin Türk olduğunu söyledi. Ancak Ümit Özdağ, olayı yaşamış olan kendisini arayan Gaziantepli arkadaşına inanıyor. Bu “olay anlatımında” da halkı kin ve düşmanlığa tahrik yok.

 

12) 22 Eylül 2022'de bütün basın organlarında Türkiye ile Yunanistan arasında sığınmacı ve kaçak Suriyelilerin orman yangını çıkardığı haberleri yayınlanırken Ümit Özdağ'da X'de “Türkiye-Yunanistan arasında gerilim zirvedeyken sığınmacılar orman yangını çıkarıyor” paylaşımını yapmış. İçişleri Bakanı bu haberi yalanlamış. Yalanlama, bu bilginin yanlış olduğu anlamına gelmediği gibi halkı kin düşmanlığa tahrik ile de hiçbir ilgisi yok.

 

13) 22 Kasım 2022′de Ümit Özdağ, “Konya Argıthanı'da bir petrol istasyonunda gelen 6 Afgan saldırgan, 2 Türk çalışanı hastanelik etti. İddiaya göre bunu Jandarmanın gözü önünde yaptı. Darp edilen Türk işçilere “Saldırganların Afgan olduğunu işe karıştırmayın” denildi. Gözaltına alınan Afganlar serbest bırakıldı” şeklinde bir paylaşım yapmış. Bu paylaşıma dair bilgi, Ümit Özdağ'a telefonla olaya şahit olanlar tarafından Jandarmayı şikayet için bildirilmiş. Ümit Özdağ da “iddiaya göre” diyerek paylaşmış. Konya Valiliği Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü X’i yalanlamış. Valiliğe bağlı Jandarmalar olduğu düşünüldüğünde mantıken kendilerini suçlayacak değiller. Ancak bu X'in de konusu Kayseri değil Suriyeliler değil. Kin değil, nefret değil.

 

14) 11 Aralık 2022'de Ümit Özdağ X hesabından “Türk Milleti için planlanan korkunç bir kabus senaryosu var. Bu kabusu yaşamamak için artık uyanış zamanı... Büyük Türk Milleti, unutmayın ki; “Uyuyan milletler ya ölür, ya da esir olarak uyanır.” diyerek bir kurgu video paylaşmış. Bu video iki komşu ülke olan Irak ve Suriye'de geçmiş 20 yılda yaşanan komplolar neticesinde çıkan iç savaşların bir benzerinin ülkemizin başına gelmemesi için halkı bilinçlendirmeyi hedeflemektedir. Savcı bu kurguda Türkiye'nin kendisini nasıl kararlılıkla savunduğu ile ilgili ifadeleri görmemezlikten geliyor. Oysa videonun mesajı “denemeyin, izin vermeyizdir”. İnanılır gibi değil ancak savcı kurgu videoyu bile halkı kin ve düşmanlığa tahrik diye nitelendiriyor.

 

15) Ümit Özdağ (6 Şubat 2023 depreminde) bizzat bölgeye giderek deprem bölgesinde halkın anlattıklarını X üzerinden paylaşmaya başlamış. 8 Şubat 2023'de “Ağırlıklı olarak sığınmacılar tarafından gerçekleştirilen talanlar yaygınlaşıyor, kuyumcular yağmalanıyor. Bölgede altın kolye, bilezik kadınlar arasında yaygındır. Enkaz altında kalan cesetlerden altın takılar çalınmaya başlanmış. Bazı insanlar silahla nöbet tutmaya başlamış.” şeklinde bir paylaşım yapmış. Bu X'de yağmanın sadece sığınmacılar tarafından yapılmadığı ifade ediliyor. “Ağırlıklı olarak” demek “çoğunluğu” demek olup sadece sığınmacılar demek değildir. Üstelik bu X'de de sığınmacılara yönelik bir düşmanlık, nefret, kin ve saldırı da yok. Sadece durum tespiti var. Bu durum tespitinin ayrıca tüm kamuoyunda konuşulan ve daha sonra dava dosyalarına geçmiş olan bir durum olduğu da gözden kaçmamalıdır.

 

16) 10 Şubat 2023'de yapılan “Türkiye'nin yaşadığı en büyük felaketin ilk anından itibaren sığınmacı ve kaçaklar kentleri yağmalıyor. Bunun adı şerefsizliktir! Bu belayı başımıza sen açtın @RTErdogan ve onlarda gidecek sen de gideceksin” paylaşımı Suriyelilere karşı bir nefret değil, R.T. Erdoğan'ın sığınmacılar politikasına açık bir eleştiri niteliğindedir.

 

17) Savcılık sadece Ümit Özdağ'ın paylaşımlarını değil hakkında basın savcılığı veya herhangi bir adli makam tarafından soruşturma başlatılmamış X paylaşımlarını da suç görerek yeniden paylaşmasını suç olarak görüp iddianameye almıştır. 10 Şubat 2023'de Zafer Partisi hesabından “Milletimiz canının derdindeyken, sığınmacı ve kaçaklar depremzedelere yollanan çadırları, kıyafetleri, gıdaları yağmalıyor. Yetmiyor, kuyumcuları ve hatta cesetleri yağmalıyorlar. Artık yağmacılara karşı #Vuremri verilmelidir” şeklinde yapılan paylaşım sadece durum tespiti yapmakta olup yağmanın durdurulması için iktidara, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ek madde 2′si, Olağan Üstü Hal Kanunu'nun 3. maddesinin b fıkrası ve 23. maddesinin asayiş ve bozulan kamu düzeninin tesisi maksadıyla dikkate alınarak gerekli durumlarda silah kullanılması çağrısında bulunmaktadır.

 

18) 5 Mart 2023'de Kayseri olaylarından 1 yıl 4 ay önce Ümit Özdağ “Deprem bölgesinde Suriyeliler ile yaşanan gerilimin bir çatışmaya dönüşebileceğini gören Göç İdaresi Suriyelileri İstanbul başta olmak üzere batı illerimize yönlendirdi. 600 bin Suriyeli İstanbul ve batı illerine geldi. Bu konuyu belgeleri ile açıkladım.” şeklinde bir paylaşım yapmış. Suriyelilerin ve Türklerin deprem sonrasında depremden etkilenmeyen bölgelere gittiği bir gerçek. Türklerin gitmek için bir izne ihtiyacı yok. Sığınmacıların ise yasal izne ihtiyacı var. Ümit Özdağ da izin belgelerini yayınlayarak bu durumu kamuoyu ile paylaşmış. Bu husus nasıl kin ve düşmanlık iddiası yapılabilir anlamak mümkün değil. Burada da bir suç unsuru bulunmuyor.

 

19) Savcılık, 7 Mart 2022 tarihinde (Savcılık 2023 diye kaydetmiş) Ümit Özdağ'ın, Zafer Partisi Kayseri İl Başkanlığı'nın paylaşımına, “Yağmacılara VUR emri istiyoruz” demesini halkı kin ve düşmanlığa teşvik olarak görmüş. İnanılır gibi değil. Savcı bir siyasi parti genel başkanı ve milletvekilinin yağmalara karşı yasalarla düzenlenmiş bir önlemin alınmasını sadece istemesini bile suç olarak tespit etmiş.

 

20) Savcılık, Ümit Özdağ'ın 9 Mart 2022 (Savcılık 2023 demiş) tarihli “İskenderun'da soğuk deprem ve Suriyeli yağması” X paylaşımını düşmanlık olarak görmüş. Videodaki konuşmaların içeriğinden açıkça görüleceği üzere Ümit Özdağ'ın X paylaşımı depremzedelerin yaşadıklarının aktarımıdır. “Kadın 1: Marketleri patlattılar. İhtiyaçları olan şeyleri almak yerine, televizyonları aldılar. Bir de soruyoruz abi nereye götürüyorsun? Kaynanama hediye. Ya evi yok evi, insanların evi yok sen televizyon derdindesin. Erkek: Bir alıyorlar 7-8 tane, bir tek siz yoksunuz. Bir sürü aile var ya. Kadın 2: Alıyor, arkadan öbür çocuğunu gönderiyor Suriye’den, oğlunu gönderiyor, kocasını gönderiyor. Kadın 3: Kalabalıklar zaten. Sürüsüyle, yetişmiyor ki bize. Ümit Özdağ: İnşallah hepsini vatanlarına yollayacağız. Erkek: Biz bir tek size güveniyoruz başkanım.” Bu paylaşımda da bir suç unsuru bulunmuyor. (X, 8 Şubat 2023'te atılmış.)

 

21) 3 Temmuz 2022'de Zafer Partisi Aydın İl Başkanlığı toplantısında Ümit Özdağ'a sorulan bir soruyu ve cevabı savcı iddianameye koymuş. Şöyle ki; “İktidara geldiğiniz takdirde siz devamlı olarak dün İstanbul’daydınız galiba gidip geliyorsunuz mesela biz burada Aydın'da çok sığınmacı görmüyoruz zaten yedi bin ile on iki bin arası değişen bir sığınmacı var bildiğimiz kadarıyla bu sığınmacıların Türkiye Cumhuriyeti'ne Türk Devletine Türk Milletine oluşturabilecekleri en büyük tehdit nedir” şeklinde soru yönelten şahsa, Ümit ÖZDAĞ: “İç savaş, iç savaş, daha büyüğü yok zaten ekonomik maliyeti yüz milyar doları aştı her gün bedel ödüyoruz sokaklarımız güvensizleşti çeteler oluşuyor ama sonuçta bir iç savaş çıkacak yüzde kaç ihtimal doksan dokuz mu hayır yüzde yüz. Mesele ne zaman olacağı evet” demiş. Bu cevapta bir kışkırtmaya da düşmanlık yok. Stratejik göç mühendisliği ile emperyalizmin ülkemizde kurduğu bir komplodan dolayı deşifre etme ve halkı uyarma arzusu var. Hukuken bir suç unsuru bulunmuyor.

 

22) Ümit Özdağ, 8 Kasım 2022′de Instagram hesabından bir video paylaşmış ve altına “Gerçekten bu tablo ile gurur duyuyor musunuz? Suriyeliler başarılı olsun diye Türk çocuklarına göstermediğiniz ilgiden Türk gençlerinin üniversite kontenjanını sığınmacılara tahsis etmekten Türk çocuklarını umutsuzluğa itmekten gurur duyuyor musunuz?” şeklinde açıklamada bulunmuştur. Savcılık bu soruyu ve açıklamayı da kin ve düşmanlık olarak yansıtmıştır. Oysa çok açık bir şekilde Ak Parti'nin politikalarının eleştirisi vardır. Burada da hukuken bir suç unsuru bulunmuyor.

 

23) 2 Temmuz 2023'te Ümit Özdağ, “Dün gece 24.00 sularında bir grup Suriyeli sokak köpeklerine odunla vuruyor. Bunu gören Dilovalılar olaya müdahale ediyor. Ardından sığınmacı grup vatandaşların evine saldırıyor. Ardından kalabalık bir grup da onlara saldırıyor. Polise olaya müdahale ediyor.” şeklindeki X paylaşımı ile Kocaeli/Dilovası'nda gerçekleşen bir olayı paylaşmış. Amaç basit bir olayın nasıl toplumsal bir polemiğe döneceğini göstermek. Savcılık Kocaeli Valiliği olayı yalanladı diyor ancak Milletvekili Lütfü Türkkan ise olayları yatıştırmak için bizzat kendisinin de Dilovası'nda bulunduğunu ifade ediyor. Olay TBMM'ye dahi yansımış. Belgeler var. Burada da halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmadan bahsetmek mümkün değil.

 

24) 29 Temmuz 2023'te Ümit Özdağ videosunu da paylaşarak “Hatay/Reyhanlı'da polis canlı bomba operasyonu yaptı. Gözaltına alınan teröristin Suriyeli olduğu belirtiliyor” demiş. Bu kendisinin görüşü/bilgisi değil. Yüzlerce yerde paylaşılmış ve canlı bomba operasyonu yapılmış. Görüntüleri ortada. Savcılık, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi bu haberi yalanladı diyor. Neyi yalanlamış? Polis Reyhanlı'da canlı bomba operasyonu yapmamış mı? Yoksa yakalanan Suriyeli mi değilmiş? Böyle bir X paylaşımının halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği düşünülemez.

 

25) Savcılık, kendisine iletilen bir bilgi üzerine 27 Ekim 2023'te Ümit Özdağ'ın Sosyal Güvenlik Kurumu'na X üzerinden sorduğu soruyu halkı kin ve düşmanlığa kışkırtma olarak görmüş. Ümit Özdağ “Ülke çok kötü günlerden geçerken, enflasyonun yüksek seyrettiği ve yaşam koşullarının zıtlaşmasından dolayı SGK vatandaşlara yardım amacıyla hayatlarını kolaylaştırmak amacı ile 4600 TL destek vermektedir. Kayıt için buraya basın” şeklindeki tercümeyi paylaşarak SGK'ya “Bu doğru mu?” diye sormuş. Savcılık, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi bu X'i yalanladı diyor. Sorunun yalanlanabileceğini de öğrenmiş olduk. İnanması zor ama savcılık bu X'in de Ümit Özdağ'ın Kayseri'de 30 Haziran 2024'te çıkan olayları tahrik ettiğini düşünüyor. Burada da bir suç unsuru bulunmuyor.

 

Sayın Hakim;

Bu X’lerden hiçbirisi TCK m. 216/1 ve Yargıtay içtihatlarına göre, halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmiyor. Hiçbirisi ile ilgili, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen bir suçlama yapılmamış. Savcılık sadece hukukun sınırlarına tecavüz etmiyor, vicdansızlığı da temsil ediyor.

 

Sayın Hakim;

Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlar Şube Müdürlüğü’nün hazırladığı ve Kayseri olaylarını kışkırtan sosyal medya hesaplarının listesini içeren resmi raporun dosyaya dahil edilmesini istedik. Bu hesaplar arasında benim hesabımın veya herhangi bir Zafer Partisi resmi hesabının, hatta herhangi bir Zafer Partili’nin hesabının olmadığı açık. Eğer olsaydı zaten, Kayseri Başsavcılığı soruşturma başlatırdı.

 

Sayın Hakim;

Lehimde delilleri koymayarak, lehimde delilleri karartarak iddianameyi hazırlayan savcılık; şimdi de suç olmayan X paylaşımlarımdan dolayı suçlu olduğumu iddia etmekte ve cezalandırılmamı istemektedir. Elbette bu utanç kaynağı olacak iddianame ve mütalaa üzerine eğer mahkemeniz ceza verirse istinafa ve Yargıtay’a gidecektir. Ancak benim merak ettiğim husus bir hukuk insanının, bir savcının, sanığın suçsuz olduğunu bilmesine rağmen, suçlu ilan ettikleri durumda nasıl bir psikolojiye sahip olduklarıdır. Bir insan, bir hukukçu nasıl suçsuz olduğunu bildikleri kişiye suçlu der? Sonra eve gidip nasıl başını yastığa koyar ve uyur? Hiç Allah’tan korkmaz mı? Allah, “Kendinizin ve anne babanızın ve akrabalarınızın aleyhine de olsa adaletten ayrılmayın… Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız, bilin ki Allah yaptığınızdan haberdardır” diyor. Sayın savcı bilmelidir ki, yaptığı adaletsizlikten Allah da haberdar, kul da haberdar. Savcının Allah’ın ilahi adaletini er geç yaşayacağına eminim.

 

Sayın Hakim;

Sizin için çok zor bir dava, çok zor bir karar olduğunu biliyorum. Ben burada siyasi bir soruşturma çerçevesinde bulunuyorum. İktidar yanlısı bir politikacı olsaydım, hiç önünüze gelmezdim. Gelseydim bile, beraat kararı vermeniz çok kolay olurdu. Ancak, ben iktidar yanlısı değilim ve bunun suç olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bundan dolayı işiniz hiç kolay değil. Üzerinizde büyük bir baskı olduğuna eminim. Sizin iyi bir hukukçu olduğunuzu, sizi tanıyan herkes söylüyor. Bugün vereceğiniz tek adil karar olan beraat kararı ile 86 milyon insana, merakla bu davanın sonucunu bekleyen Türk milletine, ülkemizde bağımsız yargı olmasa da bağımsız yargıçlar olduğu mesajını verecek ve insanların adalet için tekrar umutlanmasını sağlayacaksınız.

 

Dosyadaki deliller ve iddianame ile savcının mütalaasının ne kadar boş olduğunu siz de gördünüz. Yargıtay kararlarında, failin subjektif olarak kin ve düşmanlığı hedeflemesi gerekir diyor. Oysa ben, size; kin ve düşmanlığı engellemek için yaptığım açıklamaları, hatta yaptığım suç duyurularının kanıtlarını gösterdim. Savunmamda ortaya koyduğum deliller ise her türlü tartışmayı engelleyecek şekilde; benim, Türkiye’nin güvenliğini tehdit altında bırakmayacak bir insan olduğumu size göstermiştir. Yargının gerçekten bağımsız olduğu bir ülkede yaşasaydık, ben 149 gündür hapishanede yatıyor olmazdım. Sizinle bu konuşmayı yapıyor olmazdık.

 

Sayın Hakim;

Sizden istediğim şeyin zor olduğunu biliyorum. Avukatım, hakimlerin sahip olması gereken özellikler arasında cesaretin olmadığını ifade etti. Hukuk devleti olsaydık haklı olurdu. Size korkmayın diyorum, size “Allah’tan başka kimseden korkmayın” diyorum. Bir korku ikliminin olduğu, yargıçlar üzerinde nasıl baskı kurulduğunu bildiğim için size korkmayın derken bunun ne kadar zor olduğunu da biliyorum. Size “korkmayın” derken beraat kararı vermeniz durumunda, size yönelik baskıları bugün için durdurabilecek durumda olduğumu da söyleyemem. Ancak vereceğiniz beraat kararı; hukukun en temel ilkeleri ile Anayasa ve yasaların gereği olacaktır. Allah yardımcınız olsun"

SON SÖZÜ SORULDU

Özdağ'ın savunması ardından hakim, son sözünü sordu. Ümit Özdağ, “Allah ömür verdiği sürece Türk milleti için mücadele etmeye devam edeceğim" yanıtını verdi. Verilen aranın ardından kararını açıklayan hâkim, Ümit Özdağ'ın tahliye edilmesine karar verdi.

 

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!