© Basın Gazetesi

ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel’den velilere çağrı

Sevgili anneler, babalar nasılsınız?

Merhaba, nasılsınız?
Sıcak, ekonomik zorluklar, gelecek kaygısı ile yaz mevsimini geçiriyoruz. Eylül ayı geldi,
eğitim-öğretim dönemi başladı. Öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve siz değerli
velilerimize başarılar dilerim.
Anne ve baba olarak çok endişeli, düşünceli olmalısınız. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
olarak bizler de aynı duygular içindeyiz. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Laik
Türkiye Cumhuriyeti’ni gençlere emanet etmişti, bugünün çocukları yarının gençleri
geleceğimiz, umudumuz. Atatürk devrim ve ilkeleri doğrultusunda ‘Bilimsel, Laik,
Çağdaş, Kamusal ve Karma Eğitim’ ile yetişmeleri gerekiyor.
Ne yazık ki, Milli Eğitim Bakanlığı’mız yıllardır, olması gerekenin yerine bilimden, laiklikten
uzaklaşan politikalar ile programlar üretiyor ve uyguluyor.
2024-2025 Öğretim-Eğitim Yılı’nda ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ başlıklı yeni müfredat,
birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflarda uygulanmaya başlayacak. Eğitimcilerin, konunun
uzmanlarının, bilim insanlarının yaptıkları incelemeler bu müfredatın çocuklarımızı çağdaş
dünyaya hazırlamasının mümkün olmadığını söylüyor. Yıllardır eğitimin dinselleştirilmesi ile,
laik eğitim yok edildi, oysa inanç kişiye özeldir, aile içinde gelişir, zorunlu eğitimde asla
yer almaz.
Siz anne ve babalar, göz bebeğiniz çocuklarınızı bir çok fedakarlık yaparak, en iyi şekilde
eğitmek, meslek sahibi olmasını sağlamak, kendine, ailesine, vatana, millete hayırlı evlat
olmasını sağlamak istiyorsunuz. Küreselleşme ve iletişimin çok fazla olduğu günümüzde
ülkemizi, dünyamızı izleyebiliyor, bilimsel ve teknolojide gelişmeleri, bu konularda başarı
öykülerini görebiliyorsunuz. Eğitim ve öğretimde çağdaş dünyayı izlemek, bilimsel
düşünmek olmazsa olmazımız. Oysa yeni müfredat ile matematik, mühendislik,
bilim, felsefe, güzel sanatlar yerine dini konular çok yoğun işlenecek, analitik
düşünceden uzaklaşılacak.
Halkın sesi, gücü çok değerli, sizler de çocuklarınızı içinde yaşadığımız 21. Yüzyılın
gereksinimleri doğrultusunda yetiştirmek istiyorsanız, bu konuda duyarlı, hakkını arayan
anne ve babalar olmalısınız.

Birimizin sesi duyulmaz ama çoğumuzun sesine hemen yanıt gelir, yanlış uygulamalar
geri çekilir.
1924 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesini, 1928 yılında imzalayan
Atatürk, çıkardığı yasalarla çocukların sağlıklı, güvenli, iyi eğitimli yetişmesini sağlamış,
kurduğu Himayeyi Etfal Cemiyeti ile devlet sivil toplum işbirliğini de sağlamıştır. Ücretsiz okul
yemeği, çocukların büyüme gelişmesi ve okul başarısında çok önemlidir. Ne yazık ki MEB bu
uygulamadan da vaz geçti. Evinde ekonomik nedenle sağlıklı beslenemeyen çocukların okul
yemeği ile bir öğün de olsa gereksinimi olan besinlere kavuşması çok ama çok değerli. Bunun
için de mücadelenin içinde yer almalısınız.
‘Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Saygılıyım’ kısaca ÇEDES adıyla kulağa çok hoş gelen bir
uygulama geçen yıl başlatıldı. Öğrencilere öğretmen dışında hiç bir kimse eğitim yapamaz iken,
dini kıyafetli kişiler sınıflarda öğrencilerle buluştu. Öğrenciler camilere, mezarlıklara götürüldü.
ÇEDES deyince aklıma doğayı korumak, etik değerlere sahip çıkmak gelirken, bu başlık altında
dini konular işleniyor. Anayasanın değişmez maddesi Laik Devlet şartı çiğneniyor, adeta
suç işleniyor. Sevgili Anne Babalar eğer siz istemez iseniz okul yönetimine vereceğiniz dilekçe
ile çocuğunuzun ÇEDES projesine katılmasını istemeyebilirsiniz. Bunu yapmalısınız.
Anadolu coğrafyasında köylerimiz vardı, mahalleye dönüştürülen, köy okulları kapatıldı,
köylüler cami imamı ile baş başa bırakıldı. Çocuklar taşımalı sistemle başka okullara taşındı,
trafik kazaları oldu, öğrenciler öldü. Bunu yanlış bulurken bu yıl da tasarruf tedbirleri
kapsamında olmalı öğrenciler okula kendi imkanları ile gidecekmiş haberi duyuldu. Anne ve
babalar çocukları için en güzelini isterler, kimimiz özel servislerle gönderebiliriz ama ya
gönderemeyenler, bu sefer de çocuğumu beş gün yerine iki gün okula gönderebilirim söylemi
duyuldu. Köy okulları açılmalı, açılana kadar da öğrenciler taşınmalı.
MEB’da yanlışları olmaması gerekenleri say say bitmez, benim ekonomik koşullarım iyi ben
çocuğumu iyi koşullarda okuturum diyebilirsiniz ama aynı anda onun akranlarını da
düşünmeli, zor koşulların çocukları ile askerde, çalışma hayatında yan yana
gelebileceklerini, hepsinin de çağdaş eğitimli olmasını tercih edeceğinizi düşünerek
hareket etmeli. Bu yanlışları düzeltmek için ben de varım demelisiniz.

Prof. Dr. Ayşe Yüksel
ÇYDD Genel Başkanı

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER