© Basın Gazetesi

Mülakat mağdurlarından MEB önünde eylem: "Biz 'mülakatı kaldıracağız' dediler diye oy verdik"

Mülakatta yaşanan mağduriyet nedeniyle hak arayışını sürdüren öğretmen adayları, MEB önünde açıklama yaptı. Öğretmen adaylarından birinin annesinin "Biz 'mülakatı kaldıracağız' dediler diye oy verdik. Biz onlara çok güvendik" ifadeleri dikkat çekti.

''Mülakat değerlendirmede mağdur olduklarını'' belirten ve çeşitli illerden Ankara'ya gelen öğretmen adayları, önce Anıtkabir'i ziyaret etti, ardından Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nın önünde açıklama yaptı.

Öğretmen adayları, güvenlik güçleriyle yapılan görüşmelerin ardından bir saatlik oturma eylemi yaptı.

Açıklamada, ''Bu mülakatın adil olduğunu iddia etmek insan aklına hakarettir, emeklerimize hakarettir. Şeffaf diyorlar ya şeffaf olan tek şey işte burasıdır. Gasp edilen sıralamalarımızdır, annelerimizin göz yaşıdır. Sürecin başında, hatta uzunca süredir sendikalar söyledi biz söyledik, hocalarımız söyledi. Mülakat uygulanabilir bir ölçme yöntemi değil dedik” ifadelerine yer verildi.

Eyleme, CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ve Eğitim İş Sendikası adına Turgay Kaçan destek verdi.

"En büyük mülakat skandalıyla karşı karşıyayız"

Yaşadıkları haksızlıkları anlatan Alpay isimli bir öğretmen, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:

''Pazartesi günü başlattığımız mülakat nöbetimizin 7. gününde, mülakatta haksız puanlamalara karşı mağdur olan öğretmenler olarak bugün MEB in önündeyiz. Binbir emekle, maddi manevi büyük fedakarlıklarla sonuna kadar hak ettiğimiz sıralamalarımız, adaletsizliği arşa çıkmış bir mülakata kurban gitmek üzere. Daha düne kadar mülakatları kaldırma vaatleri duyarken bugün tarihin en büyük mülakat skandalıyla karşı karşıyayız. Sayın Bakan'ın bir yıldır aynı ezberlerle öve öve bitiremediği mülakatı binlerce öğretmenin emeğini bir çırpıda yok etti. Sebebi ise mülakata girdiğimiz şehir veya kurulun keyfi puanlaması. Örneğin, bazı şehirlerde mülakata giren biz öğretmenlerin puanlar yuvarlanarak kontenjan dışında bırakılırken bizimle aynı performansları göstermelerine rağmen İzmir’de ya da Erzurum’da KPSS puanlarından çok daha fazlasını alarak kontenjan dışındaki kişiler hak etmediği halde kontenjan içine girmişlerdir.

''Mülakat garabetinden vazgeçmemiştir''

Bizler şans oyununa dönmüş, böylesine absürt bir mülakat uygulamasına yönelik bir düzeltme beklerken Sayın Bakan ezberlerine devam etmeyi tercih etti. Katıldığı bir televizyon programında 'kontenjanda olanların 2024 KPSS’ye girmesine gerek yok' dediğini de hepimiz hatırlıyoruz. Bu cümlenin açık açık ne anlama geldiği de ortada. Daha sonra yine bir televizyon programında 'alan netleri düşük olan öğretmenlerin atandığını ve bunun için mülakatın gerekli olduğunu' söylemiş ama ne yazık ki mülakatlarda biz kontenjan içi öğretmenlerden daha düşük netler yapan öğretmenler kontenjana dahil edilmiştir. Sayın Bakan bizlere vermiş olduğu birçok sözü unuttuğu gibi sanırım bu sözlerini de unuttu. Biz 'torpil yapıldı' iddiasında zaten bulunmuyoruz. Komisyonlar arasındaki puanlama tutarsızlığı ne yazık ki büyük bir haksızlık doğurmuştur bunlar belgelerle ortadadır.

"Şeffaf olan tek şey gasp edilen sıralamalarımızdır"

İstedikleri kadar uğraşsınlar, tüm kanallarda gün boyu yayın yapsınlar artık mızrak çuvala sığmıyor. Herkes kimin doğruyu söylediğini kimin algı yaptığını biliyor. Bu mülakatın adil olduğunu iddia etmek insan aklına hakarettir, emeklerimize hakarettir. 'Şeffaf' diyorlar ya şeffaf olan tek şey işte burasıdır. Gasp edilen sıralamalarımızdır, annelerimizin göz yaşıdır. Sürecin başında, hatta uzunca süredir sendikalar söyledi biz söyledik, hocalarımız söyledi. Mülakat uygulanabilir bir ölçme yöntemi değil dedik. İçine birçok hata karışıyor dedik. Mülakatla insan elenemez dedik. İstediğiniz kadar değiştirin, iyileştirin olmaz dedik. Yakın zamanda görüştüğümüz bir şube müdürü 'şu kadar yıllık öğretmenim, bir kurul karşısına çıksam kekelerim' diyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER