DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi ve Meclis Grup Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Aslan’a verdiği röportajda şu ifadelere yer verdi;
Bugün tartıştığımız konuların pek çoğunun bölgedeki gelişmelerle ilgili olduğunu biliyoruz. Abdullah Öcalan’ın bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin önerileri ve değerlendirmeleri nelerdir?
Şu anda ne ABD’nin, ne İsrail’in, ne İran’ın, ne Türkiye’nin ne de Suriye sahasındaki diğer aktörlerin nasıl bir yol alacağı netlik kazanmış durumda. Şam’daki yeni iktidarın da ne yapacağı, nasıl bir Suriye kurgulayacağı net değil. Öcalan tam da bu belirsizlik sürecinde bir kez daha kendi Ortadoğu projeksiyonunu bir öneri olarak ortaya koyuyor. Belki de bu açıdan en net olan, Öcalan’ın pozisyonu.
Herkes bölgesel gelişmelere, konjonktüre dikkat çekiyor. Kimisi sadece fırsatları kimisi sadece tehditleri görüyor. Siz ne görüyorsunuz? "Büyük fırsatlar var ne gerek var şimdi bu girişimlere" diyenlere ne demek istersiniz?
Evet, gerçekten bazı çevrelere bakınca insan hayret ediyor. Özellikle bu çevrelere bakılacak olursa, Kürtler yatırımlarını “barışa” yaparsa, büyük fırsatı, yani Kürdistan’ın bağımsızlığı ihtimalini kaybedecek. Peki sahiden şu anda barış olmazsa, Kürtler açısından fırsat kapıları mı aralanır? Kürtler, büyük güçlerin çatışmasından sıyrılıp özgürlüğe mi ulaşır? Bu çok büyük riskler barındıran bir ihtimal. Öcalan başından beri Kürtlerin bu riski göze almalarının tarihi bir başarı kadar, tarihi bir felaketi de beraberinde getirebileceğine işaret ediyor. Öcalan’ın demokratik konfederalizm teorisi tam da bu iki ihtimalin üzerine kuruldu zaten. Yani Öcalan “Kürdistani olmadığı için” değil, Kürtlerin özgürlüğü kadar güvenliğini de öncelediği için böyle bir teori geliştirdi. Şimdi bu teorinin hayata geçirilmesinin tam zamanı olduğunu savunan Öcalan’a devletin iki farklı eğiliminden iki farklı yaklaşım söz konusu. Dolayısıyla Öcalan da, Kürt hareketi de barış konusunda net. Devlet de belli bir netliğe kavuştuğunda, esas “süreç” o zaman başlamış olacak. Bu sürece şimdilik “çözüm süreci” denmiyor olabilir. Ama barış, çözümün önemli ve ilk adımlarından biri olarak değerlendirilmeli.
Demokratik Konfederalizm nedir?
İmralı Cezaevi'nde Teröristbaşı Abdullah Öcalan tarafından teorize edilen ve devletsiz bir topluma dayanan siyasi kavramdır. Özerklik ve doğrudan demokrasi unsurlarına dayanan konfederasyon özelliklerine sahip bir demokratik öz örgütlenme biçimini ifade etmektedir.
Terör örgütünün sözde liderlerinden Murat Karayılan da Demokratik Konfederalizm’i şu şekilde ifade ediyor; “Toplum bağımsız olmalı, ulus bağımsız olmalı. Ama bağımsız ulusların konfederal sistem içerisinde birlikte ve eşit bir biçimde demokratik ulus topluluğunu oluşturması temel amaç olmalıdır. Türkiye'de bunu geliştirmek istiyoruz. ... Mantığımız otonomici bir mantık değildir. Ulusların eşitliği mantığıdır, demokratik ulus mantığıdır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.