Rapora göre, her yıl Avrupa ve Akdeniz havzasında 25 milyondan fazla kuş yasa dışı yollarla öldürülüyor. IKB’nin göçmen kuşlar üzerindeki etkisi ise yıkıcı düzeyde. Küçük orman kartalı (Clanga pomarina), küçük kerkenez (Falco naumanni), kara leylek (Ciconia nigra), üveyik (Streptopelia turtur), gökkuzgun (Coracias garrulus) ve saz delicesi (Circus aeruginosus) gibi uzun mesafe göçmen türler yasa dışı avcılığın doğrudan hedefi haline geliyor. Bu türler, göç sırasında Akdeniz havzasında konakladığı veya zorunlu olarak geçtiği dar boğazlar, deltalar, kıyı şeritleri gibi yüksek riskli alanlar olan “kara noktalardan” geçerken yasa dışı faaliyetlere açık hale geliyor.
Türkiye’de Kuşların Yasa Dışı Öldürülmesi Artış Gösteriyor.
Raporun Türkiye bölümünde, 2020’den bu yana yasa dışı kuş öldürme oranlarında %5 ila %24 arasında artış yaşandığı belirtiliyor. 2016 yılında Anne - Loure Brochet ve diğer araştırmacılar tarafından yapılan tahminlere göre Türkiye’de yılda yaklaşık 71.200 kuş yasa dışı yollarla öldürülüyor. Başlıca yöntemler arasında yasa dışı ateşli silah kullanımı, tuzakla yakalama ve ticaret öne çıkıyor.
Türkiye’de henüz çok paydaşlı resmi bir ulusal komitenin bulunmadığı ve Ulusal Eylem Planı’nın geliştirilmesine rağmen yürürlüğe konmadığı da vurgulanıyor. Buna karşılık, sivil toplum kuruluşlarının koruma çalışmaları dikkat çekiyor. Doğa Derneği’nin 2024 yılında düzenlediği 21. Türkiye Kuş Konferansı, yaban hayatı suçlarının ulusal gündemde daha fazla yer bulmasına katkı sağladı. Bu farkındalık artışı, göç dönemlerinde yürütülen denetimlerin ve hedefli operasyonların artmasına da zemin hazırladı.
Türkiye’de Bölgesel Stratejiler ve Alan Bazlı Müdahaleler Öne Çıkıyor
Raporda, Türkiye’nin geniş ve çeşitlilik barındıran coğrafyası göz önüne alındığında, bölgesel azaltım stratejilerinin daha etkili olabileceği ifade ediliyor. Bu doğrultuda Doğa Derneği, yasa dışı kuş avcılığının ülke genelindeki mekânsal dağılımını analiz ederek öncelikli müdahale alanlarını belirledi. Örneğin, Gediz Deltası gibi önemli göç yollarında ilgili kurumlarla iş birliği içinde, yasa dışı avcılıkta kullanılan gizlenme yapılarının (gümeler) yıkımı ve denetimlerin artırılması gibi somut önlemler hayata geçirildi.
Göçmen Kuşları Tehdit Eden Yasa Dışı Avcılığa Karşı Uluslararası İş Birliği Gerekliliği
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Şafak Arslan; ‘Kuşların öldürülmesi, uzun mesafe göçmen türleri de dahil olmak üzere birçok kuşun yaşamını tehdit ediyor. Bu raporla 2030 yılına kadar bu faaliyetlerde %50 azalma hedefleniyor. Bu hedefe ulaşmak için hükümetlerin siyasi kararlılık göstermesi, veri toplama sistemlerini güçlendirmesi ve yaptırımları etkin bir şekilde uygulaması gerektiği ifade ediliyor.’ dedi ve ekledi
‘‘Türkiye’nin henüz Göçmen Türlerin Korunması Sözleşmesi’ni (CMS) imzalamamış ve Akdeniz’de Göçmen Kuşların Yasa Dışı Avlanması, Yakalanması ve Ticaretine İlişkin Hükümetler arası Görev Gücü’ne (MIKT) üye olmaması önemli bir eksiklik. Bu platformlara katılım, hem uluslararası iş birliğini güçlendirecek hem de ulusal politikaların küresel en iyi uygulamalarla uyumunu sağlayacaktır. Kuşların avcılık yoluyla öldürülmesine karşı etkili mücadele için çok paydaşlı ve resmi bir ulusal komitenin kurulması acil bir ihtiyaç. Uzun süredir gündemde olan Ulusal Eylem Planı’nın tamamlanarak yürürlüğe konması, yasalardaki cezaların caydırıcılığının artırılması ve bu cezaların sahada kararlılıkla uygulanması büyük önem taşıyor. Özellikle göç dönemlerinde tehdit riskinin fazla olduğu bilinen bölgelerde denetimlerin sıklaştırılması, kamu personelinin sayısının ve kapasitesinin artırılması gerekiyor.’.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.